İdare hukuku, kamu işleyişini düzenleyen ve kamu yararına olan ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. Devlet idaresi yasama, yürütme ve yargı kavramlarında geçen “yürütme”’nin parçasıdır. Belirlenen yasa ve kuralların uygulanması, yürütmenin nasıl olacağı, uyulması gereken kurallar, idari disiplinin nasıl sağlanacağı, uyuşmazlıkların çözümü ve kurallara uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımlar ile ilgili konular idare hukuku içerisinde ele alınır.

İdare hukukunun özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz,

  • İdare hukuku bağımsızdır.
  • Statü hukukudur.
  • İdare hukuku ile ilgili uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.
  • İşlemler tek taraflıdır.
  • İçtihadi bir hukuk alanıdır.
  • Kurallar derlenmemiş, mevzuat birliği olmayan, dağınık halde bulunur.
  • Amacı kamu yararını gerçekleştirmektir.
  • Eşitsizlik üzerine inşa edilmiştir.
  • İdareyi hukuka bağlar.
  • İdari işlemler çoğunlukla kişilerin statülerinde değişiklik yapar.
İdare Hukuku ve Kaynakları

İdare hukuku hiyerarşik bir yapıya sahiptir ve en altta bulunan kaynaklar en üstte bulunan kaynaklara aykırı şekilde uygulanmaz.

  • İdare hukuku temel kaynağı Anayasa’dır.
  • Geçici kanunlar.
  • KHK’lar yani kanun hükmünde kararnameler.
  • Tüzük ve yönetmelikler.
  • Düzenleyici işlemler.
  • Öğretiler.
  • İçtihatlar.
  • Teamüller.
  • Genel ilkeler.

Tüm bu kaynaklar, uygulamada hiyerarşik sistem gözetilerek uygulanır.

İdari İşlemler

Tek yanlı, idare hukuku içerisinde sonuç ortaya çıkaran ve kamu gücü kullanılarak uygulanan işlemler idari işlemlerdir. İdarenin her işlemi idare hukukuna göre uygulanmaz ancak belirli nitelikleri de taşıması gerekir.

    • İdari işlemler üçüncü kişiler üzerinde sonuç doğurur. Başka bir makamın kararına ihtiyaç duymaz.
    • İdari işleme muhatap olan tarafın rızasının alınmasına veya açıklama yapılmasına gerek yoktur.
    • İdari işlemler bir mahkeme tarafından hukuka aykırı bulununcaya kadar hukuka uygun olduğu kabul edilir.
İdare Düzenlemelerine Karşı İptal Davaları

İdare hukukunda iptal davaları, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenleme altına alınmıştır. İptal davaları, idare tarafından gerçekleştirilen işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının yargı makamları aracılığıyla denetlenmesidir. Bu uyuşmazlıklar idare mahkemesi tarafından görüşülür. İdare mahkemelerinin, hukuka aykırılıkla ilgili başvuruyu haklı bulması halinde idari işlem baştan itibaren tüm sonuçlarıyla birlikte geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. İlk derece mahkemesinden sonuç alınamadığında ise istinaf veya temyiz mercileri olan üst mahkemelere başvurulmaktadır.

İdari Davalar

Yapılan işlemlerden dolayı bağlı bulunulan idari makama itirazda bulunulduğu halde olumlu cevap gelmediğinde veya 30 gün içerisinde cevap verilmediğinde dava süreci başlamaktadır. Bu süre içerisinde idare mahkemelerine dava açılabilmektedir.

İptal davaları açılırken şu temel hususlar dikkate alınır,

  • İdari işlemin şekli,
  • İdari işlemin konusu,
  • İdari işlemin sebep ve sonucu,
  • İdari işlemin yetki dahilinde olup olmadığı.

İdare makamının işlemi sonrasında haklarının ihlal edildiğini ve zarara uğradığını iddia eden kişiler zararlarının tazmini için dava açabilirler. Bu davalara “tam yargı davası” adı verilmektedir.

İdare hukuku ile ilgili davalarda hukuk dilinin çok iyi kullanılması ve hakların savunulması önemlidir. Bütün idari davalarınızla ilgili, Adana ARTE Hukuk & Danışmanlık bürosu avukatlarından dava açılması ve dava takibi süreçlerinde yardım alabilirsiniz.

Tam Yargı Davaları

İdare hukukunda tam yargı davaları, idarenin herhangi bir eylemi veya ihmalinden kaynaklı maddi veya manevi zarar gören kişilerin bu zararlarını gidermek amacıyla açılan dava türüdür. Zarar gören kişiler, idarenin bu eylemini yazılı veya başka bir suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde eylemden itibaren 5 yıl içerisinde idareye başvurarak zararlarının giderilmesini istemelidir. Bu taleplerinin idare tarafından kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde davaları açabileceklerdir. Bu uyuşmazlıklar idare mahkemesi tarafından görülmektedir.

0536 708 6518Randevu