Sağlık ve ilaç hukuku, sağlık sisteminin düzgün bir şekilde işlemesi, sağlık sektöründe hizmet veren gerçek ve tüzel kişilerin denetlenmesi, bu alanda ortaya çıkan sorunların giderilebilmesi için çözümler üreten hukuk alanıdır.

İnsanların sağlık hizmetlerini doğru bir şekilde alabilmeleri amacıyla devlet mekanizmasının işletilmesi daha doğrusu devlet kanalı ile denetlenmesi gerekir. Bu denetleme, tespit, teşhis ve çözüm mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işletilebilmesi de ancak hukuk aracılığı ile sağlanabilir. Sağlık ve ilaç hukuku da bu alandaki boşluğun giderilebilmesi amacıyla oluşturulmuştur.

  • Hastanelerin denetlenmesi,
  • Doktor hatalarının tespit ve soruşturulması,
  • İlaç endüstrisinin denetlenmesi,
  • Sağlık alanında kullanılan alet ve ilaçların patent uyuşmazlıkları,
  • Sağlık alanındaki mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla açılan tazminat davaları,

ve sağlık sektörünü ilgilendiren tüm hukuki sorun ve uyuşmazlıklar sağlık ve ilaç hukuku ile çözümlenmektedir.

Özellikle günümüzde insan sağlığını doğrudan ilgilendiren ancak bilimsel dayanağı olmayan tedavi usulleri, bir terkibin ilaç veya takviye olarak nitelendirilebilmesi ve insan sağlığı ile ilgili alanlarda yaşanan hukuki sorunlar bu hukuk alanı ile ilgilidir.

Sağlık ve İlaç Hukuku Gerekliliği

Sağlık hizmetleri insanların sağlıklı yaşamalarını öngören hizmetlerdir. Ancak bu alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile kişilerin de denetleme mekanizmasına dahil olması, sağlığı olumsuz etkileyen durumların ortadan kaldırılması ve sağlık hizmetlerinin aksamaması açısından önemlidir.

Yanlış tedavi ve müdahalelerin önüne geçmek, sorumluların tespiti ve hataların tekrar edilmemesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekir. Bu bağlamda hasta veya hasta yakınlarının hukuki zeminde varsa mağduriyetlerinin giderilmesi için hukuki ortamın sağlanması açısından sağlık ve ilaç hukuku önemlidir.

Hastaların yanlış teşhis ve tedavi, ilgisizlik, bilgi eksikliği ve tecrübesizlik gibi nedenlerle zarar görmeleri halinde açılan davalara malpraktis davası adı verilir.

Doktorların varsa kusurlarının tespit edilmesinde tıpla ilgili yasalar yeterli gelmediğinde Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu da ele alınmaktadır. 2004 yılında yayınlanmış olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, sağlık sektöründe çalışanların, hizmet alanları ile ilgili sorumluluk ve yükümlülüklerini artırmıştır.

Uygunluk ve Denetim

Sağlık sektöründe, hastanın tedavi sürecinde yapılan müdahalelerin kurallara uygun olup olmadığının denetlemeye tabi olması, hastaların mağduriyet yaşamamaları açısından bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sağlık hukuku alanında faaliyet gösteren uzmanlar, sağlık mekanizması içerisinde bulunan tüm unsurlar ile;

  • Hasta hakları,
  • Doktor hakları,
  • Ödeme sistemi,

ile ilgili alanlarda yaşanan uyuşmazlıkların giderilmesinde hizmet sunmaktadırlar.

Doktor Hakları

Sağlık alanında faaliyet gösteren doktorların mesleklerini icra edebilmeleri için sahip oldukları hakları şu şekilde özetleyebiliriz,

  • Doktorların özlük hakları,
  • Çalışma koşulları ile ilgili haklar,
  • Demokratik haklar,
  • Eğitim ve mesleki gelişim hakları.

Doktorlar, tıbbi kaynakların adil dağılımı veya öncelikli hasta gibi durumlarda hasta ve hastanın yakınlardan gelen talep ve istekleri geri çevirme haklarına sahiptirler. Ayrıca meslek onuruna ve ahlakına uygun olmayan davranışları, bilimsel olmayan uygulama ve istekleri de geri çevirme hakları bulunur.

Sağlık arayışında bulunan herkese eşit davranma, tıbbi gizliliği muhafaza etme, mahremiyete saygı duyma ve hastalarına gerekli özeni gösterme sorumluluklarına sahiptirler.

Hasta Hakları

Herhangi bir ayrım gözetmeden herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı vardır. Bu haklarını kullanırken sağlık durumu ve tedavi süreci ile ilgili de bilgi talep edebilir ve gelişmeler hakkında haberdar edilmesini isteyebilir.

Her hasta koşullar müsait olduğu ölçüde sağlık kuruluşunu kendisi seçebilir ve hizmet aldığı sağlık kuruluşunun değiştirilmesi talep edebilir. Memnun olmadığı veya kendisi ile yeterince ilgilenmeyen sağlık personelinin değiştirilmesini isteyebilir.

Hastalar tıbbi durumlar haricinde müdahale edilmeme haklarını kullanabilirler. Varsa öncelikleri bu öncelik durumlarına göre önceliklerini kullanmak isteyebilirler. Acil ve hayati durumlar haricinde kendi rızaları veya o sırada mümkün değilse sorumluluk alacak biri olmadan tedavi yöntemi seçilemez veya ameliyat edilemezler.

Kendileri için iyileştirici olmadığını düşündükleri tedavileri reddedebilirler. İhtiyaçları halinde refakatçi talep edebilirler. Zarar gördüklerine inandıkları bir tedavi veya müdahale sonrası şikayet ve dava hakları vardır.

Sağlık ve ilaç hukuku hepimizin sağlığını ilgilendiren bir alan olduğu için bu alanda ortaya çıkan hak kayıpları veya zararlar karşısında tazminat davaları açılabilmektedir. Hasta veya sağlık sektörü çalışanları ihtiyaç halinde hak arayışında bulunmak amacıyla Adana ARTE Hukuk & Danışmanlık bürosu avukatlarından yardım talep edebilirler.

0536 708 6518Randevu