İçindekiler
ToggleSigorta hukuku ile ilgili maddeler, 2011 yılında kabul edilen ve daha sonra belirli tarihlerde eklerle güncellenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu içerisinde yer almış ve Sigorta Hukuku başlığı altında toplanmıştır. Sigorta ile ilgili maddelerin düzenlendiği Sigorta Hukuku, 1401 ve 1535. Arasındaki maddeleri kapsamaktadır. Ayrıca bu maddeler dışında özel olarak düzenlenen Sigortacılık Kanunu ve sigortacılık sistemini düzenleyen yönetmelikler de bulunmaktadır.
Sigorta ile ilgili kanunlar, vatandaşın sahip olduğu malın korunması açısından gereklidir. Bu gereklilik, yaşamın ve ekonomik akışın devamlılığını sağlamak ve zararların en aza indirilmesi açısından önemlidir. İnsanların elinde olmayan,
her zaman önlenebilir değildir ve bu durumda ekonomik dinamiklerin işlerliğine devam edebilmesi, vatandaşların zararlarının tazmini, sosyal devlet anlayışının bir gereğidir.
Sigorta ile ilgili kanunların işletilmesinde vatandaşlar her zaman yeterli bilgiye sahip olamayabilirler. Vatandaşlar, zararlarının giderilmesi ve mağdur olmamaları açısından, sigorta hukuku hakkında bilgili ve bu alanda tecrübeli olan avukatlar aracılığı ile işlemlerini daha hızlı ve hak kaybı yaşamadan giderebilirler.
sigorta hukuku alanına bakan avukatlardan yardım almak, davaların kısa sürede neticelendirilmesi ve hak kaybının yaşanmaması açısından önemlidir.
Sigorta sözleşmesi, tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirtildiği sözleşmedir. Sigorta hukuku 1401. maddesinde sigorta sözleşmesi şu şekilde tanımlanmıştır,
“Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.”
Ayrıca kanunda geçerli olmayan sözleşme, 1404. maddede “Sigorta ettirenin veya sigortalının, kanunun emredici hükümlerine, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz.” şeklinde tanımlanmıştır.
Sigorta kapsamı ise 1409. maddede “(1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.
(2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.”
Sigorta hukuku sigorta sözleşmesinin tanımı, geçerliliği ve kapsamını belirterek yasal bir zemin oluşturmuştur.
Sigorta hukukunda sigorta yapan ve sigorta yaptıranların yükümlülükleri şu şekilde belirtilmiştir.
1421. madde uyarınca sigortacının yükümlülükleri, sigorta ilk taksit ödemesi veya pirimin yatırılması ile başmaktadır. “Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur.”
Sigorta sözleşmesinde bu yükümlülüklerin hangi şartlarda kalkacağı açıkça belirtilir. Bu nedenle sigorta sözleşmelerinin dikkatli bir şekilde okunması gerekmektedir. Mesela trafik sigortasının geçerliliği acil durumlar dışında, sigorta sahibinin olay yerini terk etmesi ile kapsam dışında kalacağı belirtilmiş olabilir.
Sigortacının, sigorta yaptırana sigorta sözleşmesi ile ilgili tüm bilgileri ve özel olarak dikkat etmesi gereken noktaları aktarma yükümlülüğü vardır. Bu bilgiler, sigorta yaptırana yazılı olarak bildirileceği için, sözleşme imzalanmadan önce dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekir.
İhtiyaç halinde bu bilgilendirmenin yapıldığının ispat edilme yükümlülüğü sigorta acentesine aittir.
Sözleşme yapıldıktan 24 saat ve bazı hallerde 15 gün içerisinde, yetkili kişi tarafından imzalanmış bir poliçenin, sigorta yaptırana verilme yükümlülüğü sigortacıya aittir. Poliçenin geç verilmesinden dolayı ortaya çıkan zarar, sigortacıya aittir.
Sigortacı, sözleşmede belirtilen giderlerin ödenmesi ile yükümlüdür. Bu konuda sözleşme metninde belirtilen yükümlülüklerin sigorta yaptıran tarafından dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekir. Herhangi bir kayıp veya kaza durumunda, sigorta yapan tarafın hangi masrafları ödemekle yükümlü olduğu tespit edilerek, giderler sigortayı yapan taraftan alınabilmektedir.
Sigortayı yapan taraf, sigorta yaptıran tarafın zarara uğraması durumunda sözleşmede yer alan zararların giderilmesi ile yükümlüdür. Bu ödeme, sözleşmede aksi belirtilmediği sürece 1427. Madde uyarınca nakit olarak yapılır.
Bir zarara uğrama durumunda, zararın karşılanması ödenen primlerle mümkün olabilmektedir. Bu nedenle sigorta yaptıran sözleşmede belirtilen miktar ve sürelerde pirim ödemekle yükümlüdür. Bu yükümlülük 1430. Maddede şu şekilde ifade edilmiştir. “Sigorta ettiren, sözleşmeyle kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür. Aksine sözleşme yoksa sigorta primi peşin ödenir. Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.”
Sigorta yaptıran, sigorta yapılan unsurla ilgili tüm ayrıntıları sigorta yapana beyan etmekle yükümlüdür. Eksik veya gizlenen bir bilgi varsa ve daha sonra ortaya çıkarsa sigortacının bu durumdan dolayı 15 gün içerisinde sözleşmeden cayma veya ek pirim isteme hakkı vardır.
Sigorta yaptıranın, soruşturma veya inceleme aşamasında sigorta yapanın istek ve talebi doğrultusunda bilgi verme ve belge sunma yükümlüğü vardır. Ayrıca sigorta yapan gerektiğinde araştırma ve inleme yapma talebinde bulunabilir. Bu durumda sigorta yaptıran gerekli kolaylığı sağlamakla yükümlüdür.
Sigorta yaptıran, riskin yüksek olduğu durumlarda gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Mesela yangın çıkma ihtimalinin bulunduğu bir ortamda yangına zamanında ve gerektiği şekilde müdahale edilebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Sigorta hukukunda sigorta yaptıran ve sigorta yapan ile ilgili karşılıklı yükümlülükler bulunur ve anlaşmazlığa düşüldüğünde, anlaşmazlıklar mahkeme yoluyla çözülmeye çalışılmaktadır. Herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için Adana ARTE Hukuk & Danışmanlık Bürosu uzman avukatlarından yardım alabilirsiniz.