Şirket hukuku ticari şirketlerin kuruluşu, şirketlerin birleşmesi ve bölünmesi, şirketlerin devredilmesi, şirket tipinin değiştirilmesi ve şirketin tasfiyesi gibi konularda hukuki olarak yapılması gerekenleri ele alan ve Ticaret Hukuku kapsamında bulunan bir hukuk alanıdır.

Şirketler hukuku, yapılan düzenlemelerle son halini 2011 yılında yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile almıştır.

Şirket hukuku genel olarak şirketlerin kuruluşu, işletilmesi ve tasfiyesine kadar olan süreçte hukuki olarak uyulması gereken kuralları ve yükümlülükleri belirtir. Böylece şirketlerin yasalara uygun bir şekilde faaliyet göstermeleri sağlanmış olur.

Şirketler Hukuku ve Ticari Davalar

Ticari davaların kapsamı Türk Ticaret Kanunu 4. Maddesi ile düzenlenmiştir. Bu madde, bir davanın şirketler hukuku ve ticari dava olabilmesi için gerekli şartları belirtir. Bu maddeye göre bir davanın ticari bir dava sayılabilmesi için her iki tarafında tacir olması ve dava ile ilgili iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerekir.

Şirketler hukukuna göre, davaya müdahil olan taraflardan birinin tacir olmaması veya ticaretle ilgili olduğu halde davaya konu olan uyuşmazlık, işletmesiyle ilgili değilse, dava ticari bir dava olmaz.

Ticari davalar niteliklerine göre 3 gruba ayrılırlar,

  • Mutlak ticari davalar
  • Nispi ticari davalar
  • Ticari nitelikte davalar
Ticari Davalara Hangi Mahkeme Bakar?

Ticari davalara bakacak olan mahkemeler Türk Ticaret Kanunu 5. Maddesi 1. fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir.

Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”

Ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerler için de bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.)’ne göre “Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.”

Yetkili mahkemenin bulunduğu yer ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu 5. Maddesinde belirtilmektedir. Bu maddeye göre “MADDE 6- (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”

Eğer davalı birden fazla ise, “MADDE 7- (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.

 (2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.”

Şirketler Hukuku ve Temsil

Şirketler hukuku, karmaşık ve bu alana hakim olamayanlar için zor bir alandır. Bu nedenle şirketler hukuku kapsamına giren ticari davalarda hak kaybı yaşamamak adına uzman bir avukat tarafından temsil edilmek önemli bir husustur.

Dava süreci, davanın takibi, yasalar önünde hak kaybı yaşanmaması adına güncel gelişmelerin takibi ve emsal kararların mahkemeye sunulması, çok geniş kapsamlı bir araştırma yapılmasını gerekli kılar. Adana ARTE Hukuk & Danışmanlık bürosu uzman avukatları bu konuda ihtiyacınız olduğunda yardıma hazırdır.

0536 708 6518Randevu