Çekte Sebepsiz Zenginleşme
Çekte Sebepsiz Zenginleşme
I. Genel Olarak
Çek hamil tarafından ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinde veya süresinde ibraz edilmesine rağmen ödenmeme durumu tespit ettirilmediğinde hamil, düzenleyen dahil olmak üzere tüm başvuru borçlularına başvuru hakkını kaybedecektir (TTK 808). Hamil, çeki süresinde ibraz edip ödenmeme durumunu tespit ettirerek başvuru hakkına sahip olsa bile bu hak zamanaşımına uğramış olabilecektir (TTK 814). Her iki durumda çek bedelini tahsil edemeyen hamilin yararlanabileceği hukuki imkanlar bulunmaktadır. Bunlar kambiyo hukukuna özgü sebepsiz zenginleşme davası, temel ilişkiye dayanılması veya karşılığın devri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çeke bağlı alacağını kambiyo hukukuna dayalı başvurma hakkı çerçevesinde tahsil etme hakkını kaybeden hamil bu durumda kambiyo hukukuna özgü sebepsiz zenginleşme davasına başvurabilecektir (TTK m. 818/1-m’nin atfıyla TTK m. 732). Hamilin kambiyo hukukuna dayalı başvurma hakkını kaybetmesi sebebiyle düzenleyenin çekten doğan yükümlülükleri düşmüş olsa bile düzenleyen, hamile karşı, onun zararına zenginleştiği oranda borçlu kalacaktır (TTK m. 732).
Çekte sebepsiz zenginleşme davası, Borçlar Kanunu’ndaki sebepsiz zenginleşme davasının alt bir türü olmayıp aksine farklı bir nitelik taşımaktadır. TBK m. 77’de başkası zararına sebepsiz zenginleşen kimsenin zenginleşmesinin haksız bir sebep teşkil etmesi aranmaktadır. Oysaki başvuru hakkını kaybeden çek hamilinin malvarlığında meydana gelen azalmanın sebebi haksız bir nitelik taşımamakta bilakis hamilin kanunda öngörülen usulleri yerine getirmemesinden doğan bir hak kaybından ileri gelmektedir. TBK m.77’ye göre sebepsiz zenginleşme davası açılabilmesi için gereken, zenginleşen ve fakirleşen malvarlıkları arasında bir malvarlığı kaymasının meydana gelmesi ve illiyet bağının varlığı burada bulunmamaktadır. Ayrıca genel hükümlerden farklı olarak burada ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden taraf üzerinde bırakılmaktadır (TTK m. 732/4). Y11HD. T. 18.01.2017, E. 2016/15069 K. 2017/340 – Y11HD. T. 07/05/2015, E. 2015/4896, K. 2015/6554.
Borçlar Kanunu’ndaki sebepsiz zenginleşmeden farklı esaslara tabi olan TTK m. 732’de düzenlenen kambiyo hukukuna özgü sebepsiz zenginleşme davası, kambiyo senetleri hukukunun sertliğini yumuşatmak amacıyla getirilmiştir. Kambiyo hukukunda yer alan şekilciliğin bir örneği olarak konan kısa süreleri kaçıran hamilin hak kaybına uğramasına karşılık düzenleyenin de bu sert hükümlerden yararlanarak borçtan kurtulmasını dengelemek amacıyla kambiyo hukukuna özgü sebepsiz zenginleşme hükümlerinden yararlanılmaktadır.
II. Sebepsiz Zenginleşme Davası
Kambiyo senetlerine dayalı başvuru hakkını kaybeden yetkili hamil, çeke dayalı alacağını sebepsiz zenginleşme (TTK m. 732) çerçevesinde düzenleyene karşı ileri sürebilecektir. (Y11HD. T. 03.10.2012, E. 2011/6984, K. 2012/14883, aynı yönde Y11HD. T. 27.03.2015, E. 2015/2793, K. 2015/4315, Y11HD. T. 11.04.2018, E. 2016/15070, K. 2018/2588)
Hamilin sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talebi sadece düzenleyene ileri sürülebilecektir (TTK m. 732/2). Cirantalara veya avalistlere karşı sebepsiz zenginleşme davası açılamayacaktır (TTK 732/3). Ciranta veya avaliste çekte yer alan bir başvuru borçlusu olarak ancak başvuru hakkı kapsamında gidilebilmesi mümkündür (TTK m. 810). Y19HD. T. 06.03.2014 E. 2014/1263, K. 2014/4475.
Sebepsiz zenginleşme davasını hamil açabileceği gibi başvuru hakkı kapsamında hamile ödeme yapan düzenleyen dışındaki diğer başvuru borçluları da açabilecektir. Başvuru borçlusunun bedeli ödemiş olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme talebine dayanabilmesi için hamile yaptığı ödemenin, hamilin başvuru borçlularına talepte bulunabildiği zamanaşımı süresi içinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Zira aksi düşünce durumunda, zamanaşımına uğramış ya da başvuru hakkını kaybetmiş bir çek borcu sebebiyle hamile yaptığı ödemede kendi insiyatifine dayanmış olacak ve bu sebeple sebepsiz zenginleşme davasından yararlanamayacaktır.
TTK m. 732’ye dayalı talebin temel borç ilişkisiyle ilgisi bulunmamaktadır. (Y19HD. T. 16.01.2014, E. 2014/16016, K. 2014/1320) Zira sebepsiz zenginleşme talebini ileri sürecek kişi lehtar, lehtardan çeki ciro yoluyla devralmış hamil veya hamile ödeme yapan diğer başvuru borçlusu olabilecektir. Dolayısıyla hamil temel ilişkiyi ispatla yükümlü tutulmamaktadır. Nitekim TTK m. 732/4’e göre ispat yükü düzenleyenin üzerinde bırakılmaktadır. (YHGK T. 25.03.2015, E. 2013/1633, K. 2015/1086 aynı yönde Y11HD. T. 19.01.2021, E. 2020/3570, K. 2021/125)
III. Şartları
Sebepsiz zenginleşme davasına başvurulabilmesi için öncelikle geçerli bir çek olması ve çekten doğan başvuru hakkına dayalı talep hakkının sona ermesi gerekmektedir. Çek süresinde ibraz edilmediğinde, ibraz edilip ödememenin tespiti yapılmadığında veya çek zamanaşımına uğradığında hamil veya şartları oluşmuşsa hamile ödeme yapan diğer başvuru borçlusu düzenleyene sebepsiz zenginleşme davası açabilecektir (TTK m. 732). Sebepsiz zenginleşme davasına konu çekin hamilin elinde bulunması gerekmektedir. Söz konusu çek hakkında iptal kararı alınmışsa sebepsiz zenginleşme yoluna gidilemeyecektir. (Y11HD. T. 11.05.2015, E. 2015/4970, K. 2015/6703)
İkinci şart hamilin zararı uğramasıdır. Ancak zarar TBK m. 77 vd. kapsamında değerlendirilmemektedir. Burada zarar, hamilin çek bedelini tahsil edememesine dayanmaktadır. Zarar, çekin zamanaşımına uğraması veya çeke dayalı hakkı koruyucu işlemlerin yapılmaması sebebiyle ortaya çıkacaktır. Her iki şekilde de hamilin kusurunun bir önemi bulunmamakta ve zarar şartının sağlanması için hamilin çek bedelini tahsil edememesi yeterli olmaktadır. Zira hamil çeki bağış sebebiyle almış olsa dahi çek bedelini tahsil edemediğinde zarar şartı gerçekleşmiş olacak ve diğer şartların varlığıyla birlikte sebepsiz zenginleşme talebi ileri sürebilecektir.
Üçüncü şart, düzenleyenin hamil aleyhine zenginleşmesidir. Ancak genel hükümlerde düzenlenen sebepsiz zenginleşme taleplerinin aksine düzenleyenin malvarlığında meydana gelen zenginleşmenin doğrudan hamilin malvarlığından elde edilmesi gerekmemektedir.
Kanunda cayılan bir çek hakkında sebepsiz zenginleşme talebinin ileri sürülemeyeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Öyleyse çekten cayılmış dahi olsa hamilin düzenleyene karşı sebepsiz zenginleşme talebini ileri sürebilmesi gerekmektedir. (TTK m. 799; caymanın ilk şartı ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılması, ikinci şartı ise söz konusu çekin ibraz süresi içerisindeyken ibraz edilmemiş veya ibraz edilse bile ödenmediğinin tespit edilmemiş olmasıdır. Diğer deyişle başvuru hakkı düşen bir çekten cayma söz konusu olmaktadır. Çekten cayma ile çek bütünüyle geçersiz hale gelmeyip yalnızca kanuni ibraz süresi geçtikten sonra çekin ibrazı halinde muhatap bankanın bu çeki ödeme yetkisi geri alınmaktadır.)
Zamanaşımına uğrayan bir çek sebebiyle hamilin düzenleyene karşı sebepsiz zenginleşme davasını açabilmesi için kanunda öngörülen süre, çekin zamanaşımına uğradığı tarihi izleyen tarihten itibaren bir yıl olarak belirtilmektedir (TTK m. 732/4). Ancak çekte sebepsiz zenginleşme talebinin ileri sürülmesi, çekin zamanaşımına uğraması sebebiyle değil de başvuru hakkının kullanılabilmesi için gerekli işlemlerin (süresi içerisinde ibraz edilmemesi, süresi içerisinde ödenmediğinin tespit ettirilmemesi) yerine getirilmemesinden kaynaklanıyorsa zamanaşımı süresinin ne olacağına dair kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Doktrinde bir görüş bu sürenin, çekle ilgili zamanaşımı süreleri gibi üç yıl olması gerektiğini diğer bir görüş ise üç yıllık zamanaşımı süresinin üzerine bir yılın eklenmesiyle toplamda dört yıl olması gerektiğini savunmaktadır. Son görüşe göre, çekin ibraz edilmediği veya ödenmediğinin tespit edilmediği durumlara bağlı olan sebepsiz zenginleşme taleplerinde TTK 732/4’te olduğu gibi bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Burada talep hakkı ibraz süresinin bitiminden itibaren doğacaktır. YHGK T. 27.03.2012, E. 2012/19- 1098, K. 2013/400
TTK m. 732’de sebepsiz zenginleşme kapsamında hangi kalemlerin istenebileceği belirtilmemektedir. Hamilin sebepsiz zenginleşme davası kapsamında düzenleyene yönelik talebi sadece çek bedeli ve çek bedeline işleyen temerrüt faizini içerebilecektir. Yargıtay, kararlarında faizin talebe dahil olup olmayacağını değerlendirmekte ve temerrüt faizini TTK m. 732 kapsamında bir kalem olarak kabul etmektedir. (Y11HD T. 05.04.2012, E. 2010/14277, K. 2012/5371 aynı yönde Y11HD T. 13.12.2004, E. 2004/2938, K. 2004/12295). Çekin karşılıksız olması durumunda düzenleyenden talep edilen çek tazminatının yahut başvurma hakkı kapsamında talep edilebilen komisyon ücretinin veya yapılan masrafların bedelinin sebepsiz zenginleşme davasında istenebilmesi, düzenleyenin bu hususlarda zenginleşmesi söz konusu olmadığından mümkün değildir.
Sebepsiz zenginleşme hamilin çeke dayalı başvuru hakkının düştüğü veya çekin zamanaşımına uğradığı anda gerçekleşmektedir. Öyleyse hamil, çeke dayalı başvuru hakkının düştüğü veya çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren temerrüt faizi isteyebilecektir. (Y11HD T. 17.06.2002. E. 2002/2756, K. 2002/6224)
Başvuru hakkının kaybedilmesi veya zamanaşımına uğramış bir çek sebebiyle ödeme yapmaktan kurtulan düzenleyenin çeke bağlı temel ilişkide lehtara karşı sorumluluğu devam ediyorsa, örneğin: satış sözleşmesine dayalı verilen bir çek hakkında, düzenleyen lehtara borcunu haricen ödemiş ve davalı düzenleyen, aralarında temel ilişki bulunan lehtara karşı borcunu ödediği savunmasında bulunmuş ve bunu ispat etmişse düzenleyenin sebepsiz zenginleşme davasında sorumluluktan kurtulması mümkün olacaktır. Zira burada çek hamili zararına düzenleyenin zenginleşmesinden bahsedilemeyecektir. Burada zenginleşmediğini düzenleyen ispat edecektir.