Limited Şirket Müdürlerinin Devredilemez ve Vazgeçilemez Yetkileri

Tarafından admin - İçinde:

Limited Şirket Müdürlerinin Devredilemez ve Vazgeçilemez Yetkileri

Limited Şirket Müdürlerinin Devredilemez ve Vazgeçilemez Yetkileri

Limited şirketin iki temel organından birisi olan müdür/müdürler kurulu, genel kurulun yetkili ve görevli olmadığı tüm konularda yetkili ve görevli olacaktır. Kanun koyucu limited şirketin yönetimini tamamen müdür/müdürler kuruluna devrederek genel kurul ile müdür/müdürler kurulu arasında görev ve yetki ayrımını gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla görevin yerine getirilmemesi halinde sorumluluğun kime ait olduğu da açıkça anlaşılacaktır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 625 inci maddesinde ise müdür/müdürler kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetki ve görevleri belirtilmiştir. Buradan müdürlerin yetki ve görevlerini başkaca kurul veya komitelere devredemeyeceği ve aynı zamanda bu yetki ve görevlerden feragat edemeyeceği anlaşılmaktadır.

Hükümde belirtilen söz konusu yetki ve görevler sınırlı sayıda sayıldığından bu görev ve yetkilere yenisi eklenemeyecektir.

Bu çalışmada ise ilk olarak limited şirket müdürlerine genel olarak değinilecek, akabinde mevzuat hükümleri ve doktrin göz önüne alınarak limited şirketlerde müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez yetki ve görevleri ele alınacaktır.

Genel Olarak Limited Şirketlerde Müdür/Müdürler Kurulu

Limited şirketlerde, şirketin yönetim ve temsili müdür/müdürler kurulu aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Anonim şirketlerde şirketin yönetim ve temsili yönetim kurulunda iken limited şirketlerde bu yetki müdür/müdürler kurulu ile gerçekleştirilmektedir.

Limited şirketlerde iki zorunlu organ bulunmaktadır. Bu iki organ, genel kurul ve müdür/müdürler kurulu olup aralarında herhangi bir hiyerarşi bulunmamaktadır.

6102 sayılı TTK hükümlerine göre limited şirketlerin yönetim ve temsili müdür/müdürler kurulu ile gerçekleştirilmektedir. Müdür/müdürler kurulu ile şirket arasında bir sözleşme bağı mevcuttur. Bu sözleşme, vekâlet veya hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilebilir[1]. Yargıtay’ın son zamanlardaki görüşü ise ortak olsun veya olmasın limited şirket ile müdür arasındaki ilişkinin vekâlet ilişkisi olduğu yönündedir. Bu noktada özellikle ortak olmayan şirket müdürlerinin bağımlılık ilişkisine tabi olmadığının kabul edilmesi tereddüt yaratabilecektir[2]. Ancak limited şirket ile müdür arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesi olarak düzenlenmesi de mümkündür[3].

Limited şirketlerin yönetim ve temsiline ilişkin hükümler TTK 623 üncü ve 632 inci maddeleri arasında düzenleme altına alınmıştır. Eskiden limited şirketlerin yönetim ve temsile ilişkin hükümleri şahıs-sermaye ortaklığı ayrımında karma niteliğe sahipken TTK ile birlikte limited şirketlerin şahıs şirketi özelliği hükümleri azaltılarak sermaye şirketi özellikleri güçlendirilmiştir[4].

Limited şirketlerde özden organ ilkesi terk edilmiş, yerine seçilmiş yönetim ilkesi benimsenmiştir. Eski TTK m. 540 hükmüne göre aksi kararlaştırılmadığı sürece ortakların hepsi müdür sıfatıyla yönetim ve temsile yetkili ve mecburdur. Dolayısıyla eski TTK’ya göre yönetim ve temsil bir hak olduğu kadar aynı zamanda müdürler için yükümlülüktü (özden organ ilkesi). Yeni TTK ile birlikte şirketin yönetim ve temsilinin şirket sözleşmesi ile birlikte düzenleneceği belirtilerek seçilmiş yönetim ilkesi kabul edilmiştir[5].

Limited şirketlerde müdür tek kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de olabilir. Müdürün birden fazla olması halinde müdürler kurulu olarak isimlendirilir. Müdürler kurulunun varlığı halinde, müdürlerden birisi genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanacaktır (TTK m. 624.) Aynı zamanda müdürler kurulunun varlığı halinde en az bir ortağın şirketi yönetim ve temsil hakkının bulunması gerekmektedir. Müdürler kurulunun varlığı halinde şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa, müdürler oy çokluğuyla karar alacak, eşitliğin olması halinde ise başkanın oyu üstün sayılacaktır.

Limited şirkette müdür veya müdürler kurulunun olması arasında herhangi bir ayrım olmaksızın, aksi sözleşmeden veya genel kurul kararında belirtilmediği sürece müdürler şirket genel kurulunu toplantıya çağırmaya, genel kurul toplantılarını yürütmeye, tüm açıklama ve ilanları yapmaya yetkilidir[6].

Limited şirket müdürleri, gerçek kişi veya tüzel kişi olabilir. Şirket müdürlerinden birinin tüzel kişi olması halinde tüzel kişi bu görevi yerine getirmek üzere bir gerçek kişiyi belirleyecektir (TTK m. 623/2).

Limited şirketlerde müdür, esas sözleşmeyle veya genel kurul kararı ile belirlenmektedir. İlk olarak müdür, TTK m. 623 hükmünde belirtildiği üzere esas sözleşme ile belirlenebilir. Özellikle limited şirketin kuruluşunda müdür/müdürler kurulunun esas sözleşme ile atanması zorunluluğu bulunmaktadır[7]. İkinci olarak ise müdür genel kurul kararı ile belirlenebilmektedir. Müdür/Müdürler kurulunun görevi; belirli sürenin sona ermesi, genel kurul kararı, haklı sebeplerin varlığı halinde ortağın mahkemeye başvurusu, istifa, azil vb. sebeplerle sona erebilir. TTK m. 616/1-b hükmü uyarınca da genel kurulun devredilemez yetkileri arasında müdürlerin atanması düzenlendiğinden görevi sona eren müdürün yerine yeni müdürün seçilmesi genel kurul tarafından gerçekleştirilecektir. Müdürlerin görevi sonra ermediği/ erdirilmediği sürece genel kurul müdür seçemeyecektir.

Müdür/Müdürler Kurulunun Devredilemez ve Vazgeçilemez Yetkileri

Limited şirketlerin kanunen zorunlu iki organından birisi müdürlerdir. Müdürler, genel kurulun yetkili ve görevli olmadığı diğer tüm konularda yetkili ve görevli kılınmışlardır (TTK m. 625/1). Müdürler, her ne kadar genel kurulun yetkili ve görevli olmadığı diğer tüm konuları yerine getirebilse de kanun koyucu TTK m. 625/1 hükmünde müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkilerini düzenlemiştir.

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere görev ve yetki kavramları birlikte kullanılmıştır. Çünkü, bu kavramların biri diğerini zorunlu olarak içermemektedir. Bir kavram borcu ve yükümlülüğü ifade ederken, diğer kavram hukuken yapılabilirliği, karar alabilirliği ifade etmektedir[8].

Müdürler, TTK m. 625 hükmünde belirtilen devredilemeyen ve vazgeçilemeyen görev ve yetkilerini, alınacak herhangi bir kararla veya şirket sözleşmesinde yapılacak düzenleme ile genel kurula veya kurulacak kurullara ve komiteye devredemezler. Aynı zamanda müdürler, belirtilen görev ve yetkilerden feragat da edemezler[9].

Genel kurula ilişkin TTK m. 616 hükmünde olduğu gibi TTK m. 625 hükmünde de işlevler ayrımına uygun olarak müdürlerin yani yürütmenin, devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri sınırlı sayıda (numerus clausus) sayılmıştır[10]. Bu görev ve yetkiler aşağıda ayrı başlıklar altında değerlendirmeye alınmıştır.

Şirketin Üst Düzeyde Yönetimi ve Gerekli Talimatların Verilmesi

Müdürlerin devredilemeyen ve vazgeçilemeyen yetki ve görevlerinden ilki TTK m.625/1-a hükmünde “şirketin üst düzeyde yönetilmesi ve yönetimi ve gerekli talimatların verilmesi” düzenleme altına alınmıştır.

Üst düzeyde yönetim ile anlatılmak istenen, şirketin kısa vadedeki işlerinden ziyade şirketin uzun vadede gelişmesi ve varlığını sürdürmesine dair alınan kararların ve işlemlerin bütünüdür[11].

Anonim şirketlerde yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkilerini düzenleyen TTK 375/1-a maddesine benzer olarak limited şirketler içinde TTK 625/1-a maddesi düzenleme altına alınmıştır. TTK 375 inci maddesinin gerekçesinde üst düzey yönetim kavramı şu şekilde açıklanmıştır;

Genel işletme politikası başta olmak üzere, yatırım, finansman, temettü gibi politikaların hedeflerinin karara bağlanması, bunlara ulaşılması için seçilen araçların gösterilmesi, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının veya ulaşılıp ulaşılmayacağının belirlenmesi, bütçe uygulamasının kontrolü ve stratejilerin tespitidir.

Politikalara ve hedeflere ulaşılmasına ilişkin kararlar ve stratejilerin uygulanması ile ilgili talimatlar da yönetim kurulu tarafından verilebilir. Talimatlar sözlü veya yazılı olabileceği gibi bir iç yönetmelik, sirküler veya genelge ile de şekillenebilir[12].

TTK m. 625 gerekçesinde açıkça belirtilmese de anonim şirketlerde yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkilerini düzenleyen TTK m. 375 hükmü gerekçesinde belirtilen üst düzey yönetim kavramı limited şirketler bakımında da geçerli olacağı izahtan varestedir[13].

Yönetim Örgütünün Belirlenmesi

Müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez yetkilerinden diğeri ise TTK m. 625/1-b hükmünde düzenleme altına alınan “kanun ve şirket sözleşmesi çerçevesinde şirket yönetim örgütünün belirlenmesi” dir.

Yönetim şemasının oluşturulması sayesinde yönetim organının nasıl çalıştığı, kimin hangi hallerde sorumluluğunun doğacağı, şirketin politika ve stratejilerinin gerçekleşmesindeki katkıların belirlemesi, şirketin yönetiminde herhangi bir aksaklığın bulunup bulunmadığı, aksayan bir durum mevcutsa aksaklığın hızlı ve doğru şekilde tespit edilmesi sağlanacaktır[14]. Daha kısa bir ifade ile yönetim örgütünün belirlenmesi kavramı şirketin nasıl ve ne şekilde örgütleneceğinin belirlenmesidir.

Yönetim örgütünün belirlenmesine ilişkin herhangi bir kanuni şekil şartı öngörülmemiştir. Uygulamada bu belirleme iç yönerge şeklinde yapılarak belgelendirilmekte ve olası karışıklıkların önüne geçilmeye çalışılmaktadır[15].

Muhasebenin, Finansal Denetimin ve Finansal Planlamanın Oluşturulması

TTK m. 625/1-c hükmünde “şirketin yönetimi için gerekli olduğu takdirde, muhasebenin, finansal denetimin ve finansal planlamanın oluşturulması” müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında sayılmıştır. Söz konusu hüküm anonim şirketlerde yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkilerine ilişkin TTK m. 375/1-c hükmüne paralel olarak düzenlendiğinden hüküm yorumlanırken TTK m. 375 hükmü gerekçesinden faydalanılabilecektir.

Limited şirketlerde, şirketin hesap ve muhasebesi müdürlerin sorumluluğu çerçevesinde tutulmaktadır. Dolayısıyla finansal planlama ve denetimin oluşturulması şirkete yarar sağladığı gibi bizzat müdürlerin kendilerine de yarar sağlayıcı niteliktedir[16].

Finans ve muhasebe, özel uzmanlık gerektiren alanlardan olduğundan finansal denetimin, muhasebenin ve finansal planlamanın müdürler tarafından yapılması uygulamada çok mümkün değildir. Müdürlerin bu konularda alanında uzman kişilerden yardım almaları müdürlerin yetkilerini devrettiği anlamı taşımamaktadır[17].

Üst Gözetim

Üst gözetim yetkisi TTK m. 625/1-d hükmünde diğer hükümlere göre biraz daha ayrıntılı olarak “şirket yönetiminin bazı bölümleri kendilerine devredilmiş bulunan kişilerin, kanunlara, şirket sözleşmesine, iç tüzüklere ve talimatlara uygun hareket edip etmediklerinin gözetimi” şeklinde belirtilmiştir.

Müdürler, yönetim yetkisinin bazı bölümlerinin devredildiği kişi, komisyon ve komiteleri mevzuata uygun davranıp davranmadıkları noktasında gözetlemekle yükümlüdürler[18].

TTK m. 625/1-d hükmü ile uyumlu olan fakat anonim şirketlerde yönetim kurulunun devredilemez görevlerinden olan üst gözetim yetkisi m. 375/1-e hükmünde düzenleme altına alınmıştır. TTK m. 375 hükmünün gerekçesinde “üst gözetim ile kastedilen hem kurumsal açıdan hem de işletme iktisadı yönünden gerekli olan işlerin akışının gözetimidir. Yoksa, yönetim kurulu bir kontrol ve denetim organı değildir.” ifadelerine yer verilmiştir. İlgili hüküm gerekçesi sistematik açıdan limited şirketlere de uygulanabilir nitelikte olduğundan müdüre tanınan üst gözetim yetkisi süreklilik taşıyan denetim niteliğinde olmayıp hukuka uygunluk gözetiminin yapılmasıdır.

TTK m. 625/1-d hükmüne paralel olarak düzenlenen TTK m. 375/1-e hükmünde yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edilip edilmediği düzenlenmişken, TTK m. 625/1-d hükmünde yazılı talimat zorunluluğu belirtilmediğinden sözlü talimatlar dahi denetim kapsamındadır[19].

Riskin Erken Teşhisi ve Yönetim Komitesinin Kurulması

Müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez yetkilerinden bir diğeri ise riskin erken teşhisi ve yönetimi komitesinin kurulmasıdır. Ancak kanun metninden de açıkça anlaşılacağı üzere bu yetki küçük limited şirketler dışındaki şirket müdürlerine tanınmıştır[20]. Dolayısıyla orta ve büyük niteliğe sahip limited şirketlerde müdürler, riskin erken teşhisi için yönetim komitesi oluşturmakla yükümlüdürler. Limited şirketlerin küçük, orta ve büyük ölçekli olup olmadığı TTK m. 1523 hükmüne göre değerlendirilecektir[21]. TTK m. 1523 hükmüne göre, şirketlerin işletme ölçütleri TTK m. 1522 hükmü[22] kapsamında çıkarılacak yönetmeliğe[23] göre belirlenmektedir. Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre küçük ölçekli işletmeler “elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yirmibeş milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler”, orta ölçekli işletmeler ise “ikiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yüzyirmibeş milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler” olarak tanımlanmıştır.

Şahin, “Komitenin asli görevi; şirketin varlığını, gelişmesini ve sürekliliğini tehdit edebilecek nitelikte olan risklerin erken teşhisidir. Bu görev, risklerin erken teşhisi için gerekli önemleri belirlemek ve bu önlemlerin uygulanmasını da kapsamaktadır.” şeklinde ifade etmiştir[24].

Düzenlemede komitenin kimlerden oluşacağı hakkında herhangi bir açıklama yer almadığından komitenin bizzat müdürler tarafından oluşturması zorunlu değildir. Alanında uzman üçüncü kişilerde komitede yer alabilir[25].

Finansal Tabloların ve Yıllık Raporların Düzenlenmesi

Müdürlerin vazgeçilemez ve devredilemez yetkilerinden bir diğeri ise TTK m. 625/1-f uyarınca “şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi” dir. Tacirlerin finansal tablo hazırlama zorunluluğu TTK m. 68/1 hükmünde de düzenleme altına alınmıştır. Hükme göre “Tacir, ticari faaliyetinin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu (sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu) çıkarmak zorundadır”. Bu kapsamda tacirlerin bu yükümlülüğünü şirketin yönetim ve temsil eden müdürler gerçekleştirmek durumundadır.

Müdürlerin bu görevinin belirlenmesi TTK m. 610 hükmünün anonim şirketlere ilişkin 514 ile 517 inci madde hükümlerine yollama yapmasından dolayı limited şirketlere de uygulanacaktır[26]. Diğer bir ifade ile müdürlerin bu görevi değerlendirilirken anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanacaktır.

TTK m. 514 hükmünün limited şirketlere uygulanmasıyla müdürler, geçmiş hesap dönemine ilişkin finansal ve yıllık faaliyet raporlarını bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ay içerisinde hazırlayarak genel kurula sunacaktır. Genel kurul ise finansal ve yıllık faaliyet raporlarını onaylama yetkisine sahiptir (TTK m. 616/1-d). Bu yetki genel kurulun devredilemez yetkilerindendir.

Müdürler finansal tabloları Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun, şeffaf ve güvenilir olarak, gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkartmalıdır (TTK m. 515). Bu ilke TTK 515 inci maddesinin başlığında da belirtildiği üzere dürüst resim ilkesidir ve limited şirketlerde de uygulama alanı bulacaktır.

Yıllık faaliyet raporlarının hazırlanmasında ise TTK m. 516 hükmü uygulama alanı bulacaktır. Faaliyet raporu, şirketin o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumunu, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst şekilde gösteren rapordur. Müdürler, her yılın sonunda şirketin mali ve iktisadi durumu ile yapılan işlerin özetini içeren ve ortakları aydınlatmayı amaçlayan yıllık rapor düzenler. Raporda ayrıca, şirketin gelişmesine ve karşılaşılması muhtemel riskler ile bu risklere ilişkin müdürlerin değerlendirilmesine de yer verilir[27]. Limited şirketin finansal durumu finansal tablolara göre değerlendirilecektir.

Genel Kurulun Hazırlanması ve Kararların Yürütülmesi

Müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez yetkilerinden birisi de genel kurul toplantısının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesidir (TTK m.625/1-g).

Öncelikle genel kurulun olağan ve olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi müdürlere aittir. Olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Genel kurul toplantıya en az on beş gün öncesinde toplantıya çağrılacaktır. Bu süre şirket sözleşmesi ile uzatılabileceği gibi on güne kadar da kısaltılabilecektir. TTK m. 617/3 hükmü gereği toplantıya çağrı usulüne ilişkin anonim şirket hükümleri kıyas yoluyla uygulanacaktır. Buna bağlı olarak da TTK m. 410/1 hükmünde belirtilen “Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir” düzenlemesi gereği limited şirketlerde müdürler şirket sözleşmesinde öngörülen görev süresi dolmuş olsa da genel kurulu toplantıya çağırabilecektir[28]. Birden fazla müdürün olduğu hallerde, genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi müdürler kurulu başkanında iken aksi durumda müdür tek başına yetkilidir.

Yine TTK m. 617/3 hükmü ile anonim şirketlere ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla uygulanması öngörüldüğünden, genel kurulun gündemi müdürler tarafından belirlenmektedir. Kanuni istisnalar dışında, gündemde bulunmayan konular genel kurulda müzakere edilemez ve karara bağlanamaz.

TTK m. 617/3 ve TTK m. 415 hükmü gereği, genel kurul toplantısına müdür/müdürler kurulu tarafından düzenlenecek olan “hazır bulunanlar listesi”nde adı bulunan pay sahipleri katılacaktır. Dolayısıyla bu listenin hazırlanması da müdür/müdürler kuruluna verilmiş bir yetkidir[29].

TTK m. 617/3 ve TTK m. 422/2 hükmü uyarınca, müdürler tutanağın noterce onaylanmış bir suretini derhal ticaret sicil müdürlüğüne vermek ve ilgili hususları tescil ve ilan etmekle yükümlüdürler.

Müdürler, genel kurul tarafından alınan kararları uygulamakla yükümlüdürler.

TTK m. 622 hükmünde, anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümler kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağından müdürler, genel kurul kararlarının hukuka aykırı olması halinde yokluğunun tespiti, butlanı ve iptali davası açabilecektir[30]. Genel kurul kararlarının kanuna veya esas sözleşmeye ya da dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ediyorsa, karar tarihinden itibaren üç ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerde iptal davası açılabilecektir (TTK m. 445).

Borca Batık Olma Durumunun Mahkemeye Bildirilmesi

Müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez yetki ve görevlerinden sonuncusu, şirketin borca batık olması halinde bu durumun mahkemeye bildirilmesidir. Gerekçede[31] borca batık olma kavramı, “şirket aktifleri yıllık bilânçoda olduğu gibi defter(iktisap) değerleriyle değil – fakat gerçek (olası satış değerleri) değerleriyle değerlemeye tâbi tutulsalar bile alacaklının, alacaklarını alamamaları, yani şirketin borç ve taahhütlerini karşılayamaması demektir.” şeklinde belirtilmiştir.

TTK m. 633 hükmünde, borca batık olma durumu halinde anonim şirketlere ilişkin hükümlerin kıyasen limited şirketlere de uygulanacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda ilk aşamada, limited şirketin sermaye ile yedek akçeler toplamının yarısı karşılıksız kalması yani sermaye kaybının gerçekleşmesi halinde müdürler, genel kurulu toplantıya çağırarak uygun gördüğü iyileştirici önemleri sunmak ile görevlidir (TTK m. 376/1)[32]. İkinci aşamada ise sermaye ile yedek akçeler toplamının üçte ikisinin karşılıksız kalması halinde müdürler tarafından, genel kurul derhal toplantıya çağrılarak sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar verilmezse şirket kendiliğinden sonra erecektir (TTK m. 376/2).

Şirketin borca batık olma durumu şüphesinin varlığı halinde TTK m. 376/3 hükmü kıyasen uygulanacaktır. Buna göre, öncelikle müdürler şirketin güncel durumuna göre bir ara bilanço çıkaracaktır. Eğer ki bu bilançoda şirket aktiflerinin pasifleri karşılamaya yetmediği anlaşılırsa müdürler bu durumu şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine bildirerek şirketin iflasını isteyecektir. Ancak iflas kararının verilmesinden önce şirketin pasiflerini karşılayacak miktardaki alacaklıları son sıraya koyulmayı yazılı olarak kabul etmişler ve bu kabul bilirkişilerce yerindelik, gerçeklik ve geçerlilik yönünden doğrulandığı takdirde şirketin iflasına karar verilmeyecektir. Yerindelik, gerçeklik ve geçerlilik doğrulanmadığı takdirde şirketin iflasına karar verilecektir.

Önceden şirketin borca batık olması halinde İİK m. 179 ve m. 179/a-b-c hükümlerin göre iflasın ertelenmesi talep edilebilirken 7101 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler çerçevesinde iflasın ertelenmesi kurumu kaldırıldığından artık erteleme talep etmek mümkün değildir. Ancak borca batık olma halinde şirketin iflası talep edilirken aynı zamanda İİK m. 285 vd. hükümleri çerçevesinde konkordato talep edilebilir. Konkordato talep edildiği durumlarda gerekli harçları yatırmak ve belgeleri mahkeme sunmak müdürlerin görevidir[33].

SONUÇ

Limited şirketlerde müdür/müdürler kurulu, genel kurulun yetki ve görevleri dışında kalan tüm konularda yetkili ve görevlidir. Bu sebeple kanun koyucu müdürlerin devredemeyeceği ve vazgeçemeyeceği yetkileri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 625 inci maddesinde belirtmiştir. Söz konusu hükümde belirtilen yetki ve görevler sınırlı sayı ilkesi (numerus clausus) kapsamında sayıldığından bu yetki ve görevlere yenisi eklenemeyecektir.

Hükümde sekiz bend halinde belirtilen yetki ve görevler, limited şirket müdürleri tarafından münhasıran kullanılacaktır. Bu yetkiler başka herhangi bir kurum veya komiteye devredilemeyeceği gibi başka kurum veya komiteler kendilerini yetkili görevli görerek bu konularda faaliyette bulunamayacaklardır.

Limited şirketlerin devredilemez ve vazgeçilemez yetki ve görevleri kanun metninde kısa ve basit bir şekilde belirtilse de söz konusu yetki ve görevlerin her birinin tek tek ve detaylıca incelenmesi gerekmektedir. Nitekim doktrinde dahi çoğu yazar tarafından TTK m. 625 hükmünü kanun metninden herhangi bir farklılık taşımamaktadır. Bu sebeple de tarafımızca hükümler ayrıntılı şekilde ele alınmaya çalışılarak düzenlemenin önemine dikkat çekilmeye çalışılmıştır.

KAYNAKÇA

Bahtiyar, M. (2019). Ortaklıklar Hukuku (13 b.). İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.

Bilgili, F., & Demirkapı, E. (2020). Şirketler Hukuku Dersleri (7 b.). Bursa: Dora Yayınları.

Çil, Ş. (2022). İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (2019-2021 Yılları) (9 b.). Ankara: Yetkin Yayınları.

Ekşi, D. (2018). Limited Şirketlerde Yönetim Organı: Müdür. Yayımlanmış Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi SBE.

Fazıl, A. (2013). En Son Değişiklikler İle Yeni Türk Ticaret Kanununda Limited Şirketler (1 b.). Ankara: Bilge Yayınevi.

Karaca, M. (2022). Limited Şirket Müdürlerinin Hukuki Sorumluluğu. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Antalya: Antalya Bilim Üniversitesi SBE.

Poroy, R., Tekinalp, Ü., & Çamoğlu, E. (2019). Ortaklıklar Hukuku II (14 b.). İstanbul: Vedat Kitapçılık.

Söğüt, Y. (2021). Limited Şirkette Müdür ve Hukuki Sorumluluğu. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Antalya: Akdeniz Üniversitesi SBE.

Şahin, A. (2016). Riskin Erken Teşhis Komitesi (TTK m. 378 ve 625/1-e’nin Değerlendirilmesi). İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 7(2), 287-314.

Taş, A. (2019). Limited Şirkette Müdürler. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Galatasaray Üniversitesi SBE.

  1. Fatih Bilgili ve Ertan Demirkapı, Şirketler Hukuku Dersleri, 7. Basım, Dora Yayınları, Bursa 2020, s. 450.
  2. Şahin Çil, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (2019-2021 Yılları), 9. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2022, s. 123.
  3. Yudum Söğüt, “Limited Şirkette Müdür ve Hukuki Sorumluluğu”, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi SBE, Antalya 2021, s. 14-15.
  4. Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, 13. Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 2019, s. 438.
  5. Bahtiyar, s. 438; Fatih Bilgili ve Ertan Demirkapı, s. 449.
  6. Söğüt, s. 15.
  7. Bilgili ve Demirkapı, s. 450.
  8. TTK m. 625 Gerekçesi.
  9. Bilgili ve Demirkapı, s. 457.
  10. Fazıl Aydın, En Son Değişiklikler İle Yeni Türk Ticaret Kanununda Limited Şirketler, 1. Baskı, Bilge Yayınevi, Ankara 2013, s. 192.
  11. Mehmetcan Karaca, “Limited Şirket Müdürlerinin Hukuki Sorumluluğu”, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Antalya Bilim Üniversitesi SBE, Antalya 2022, s. 24.
  12. TTK m. 375 Gerekçesi.
  13. Karaca, s. 25.
  14. Aliihsan Taş, “Limited Şirkette Müdürler”, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Galatasaray Üniversitesi SBE, 2019, s. 93.
  15. Karaca, s. 26.
  16. Reha Poroy, Ünal Tekinalp ve Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku II, 14. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2019, s. 524.
  17. Karaca, s. 26-27.
  18. Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu, s. 524.
  19. Dağlar Ekşi, “Limited Şirketlerde Yönetim Organı: Müdür”, Yayımlanmış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi SBE, Ankara 2018, s. 79.
  20. Ekşi, s. 80.
  21. Adem Şahin, “Riskin Erken Teşhis Komitesi (TTK m. 378 ve 625/1-e’nin Değerlendirilmesi)”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 7, S. 2, Malatya 2016, s. 299.
  22. B) Ölçeklerine göre işletmelerMADDE 1522 – (Değişik: 26/6/2012-6335/33 md.)(1) Küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri tanımlayan ölçütler, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun görüşleri alınarak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle düzenlenir. Yönetmelik, Resmî Gazetede yayımlanır. Bu ölçütler bu Kanunun ilgili tüm hükümlerine uygulanır.
  23. 10/9/2012-2012/3834 K. ile değişik 18.11.2005 tarih ve 25997 s. RG. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik.
  24. Şahin, s. 305.
  25. Taş, s. 98.
  26. Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu, s. 524.
  27. Taş, s. 100.
  28. Ekşi, 88-89.
  29. Karaca, s. 34.
  30. Karaca, s. 35.
  31. TTK m. 376 Gerekçesi.
  32. Ekşi, s. 104.
  33. Taş, s. 104-105.
0536 708 6518Randevu